6 Şubat 2013 Çarşamba


Canım annem.
Kalbinle hayatımı,
Sevginle dünyamı aydınlattın.
Canımsın,
Kanımsın,
Bir tanemsin.
SENİ ÇOK AMA ÇOK SEVİYORUM...

25 Aralık 2012 Salı

yemek seçmenin zararları?en sevdiğim yemekler?yemek tarifi???????????

                        YEMEK SEÇMENİN ZARARLARI?EN SEVDİĞİN YEMEKLER?YEMEK TARİFİ???????


                Her insanın kendine göre beslenme tarzı vardır.Mesela bazı insanlar çok öğün yapar ama her öğünde az yer, bazı insanlar ise az öğün yapıp öğünlerinde çok yerler .Dengeli beslenmek için her şeyden yemeliyiz.

            Sağlıklı  beslenmek,mevsimine göre sebze ve meyvelerden yeterince yemek bizim için önemlidir.Çünkü bir sebze veya onun gibi şeyleri zamanında yersek hormonsuz ve daha sağlıklı olur.Fazla yemek ayırmak bizim için sağlıksızdır.Çünkü her yemeğin sebzenin ve meyvenin vücudumuza faydası farklıdır.Mesela küçüklükten başlayarak yeterince süt içmezsek kemiklerimiz gelişmez gerekli vitaminler kemiklerimize gitmez, buda boyumuzun uzamaması ve kemiklerimizin hassas olmasına neden olur.Her gün düzenli olarak iki bardak süt içmeliyiz .Örneğin bazı çocuklar peynir yumurta gibi kahvaltı ürünlerini sevmezler, fakat en önemli öğünün kahvaltı olduğunu bilemezler.Kahvaltımızı sağlam yaparsak  aklımız daha çok çalışır ve daha güçlü oluruz, diğer öğünlerde ise etimizi ve sebzemizi düzenli yemeliyiz.Dışarıda hazır satılan yiyecekler mesela hamburger,sosis, pizza gibi ürünleri fazlasıyla yememeliyiz  bunların vücudumuza zararları çok olur.Çünkü bunların içindeki zararlı maddeler sağlıklı yiyeceklerden aldığımız vitaminleri öldürür.Bağışıklık sistemimizin güçlenmesi ve hastalıklara karşı dirençli olabilmemiz için kış aylarında c vitaminini daha fazla tüketmeliyiz.Benim sevdiğim sebze ıspanak ve taze fasulye,benim sevdiğim meyveler çilek,karpuz,üzüm,şeftali,mandalina,muz gibi benzeri şeyler,benim sevdiğim yemekler mantı,lahmacun,tavuk,makarna patates,börek ve benzeri şeylerdir.      
 YEMEK , PİZZA TARİFİ:Önce ekmek hamurunu tepsiye yayıyoruz üstüne domates salçası döküyoruz
sonra kaşar peyniri,sucuk,mantar,zeytin,kırmızı biber koyup fırına atıyoruz piştikten sonra afiyetle yiyiyoruz...

TİRYAKİ SÖZLER

                             TİRYAKİ SÖZLER


                          Bayrak vatan şapkasıdır...

                         Kadınların af edemeyecekleri yalnız bir kabahat vardır.İhtiyarlamak.

                          Hayal ile yola çıkan eve elleri boş girer...

                         Düşmelerin en üzücüsü insanın kendi gözünden düşmesidir...

                         Tembel'in iki meşhur bahanesi ;''param yok'',''vaktim yok!''...    

23 Aralık 2012 Pazar

TEKNOLOJİNİN İNSANLARA YARARLARI

              TEKNOLOJİNİN İNSANLARA YARARLARI

     Teknoloji derkenden, eminim alacağım ilk yanıt “iyi ki var...” olacaktır. Evet, iyi ki var... Teknoloji’nin günlük hayatımıza getirdiği kolaylık, rahatlık, konfor saymakla bitmez. Bugün hangi kadın çamaşır ya da bulaşık makinesinden vazgeçebilir?  Hangi erkek uydu kanalından, dünya kupalarını seyretmenin rahatlığını bir kenara bırakabilir?

Evinizde oturuyorsunuz... Bir düğmeye basıyorsunuz. Tüm kirli çamaşırlarınız, diğer bir düğmeye basıyorsunuz bulaşıklarınız kendi kendine yıkanıyor. Televizyonun karşısında yerinizden kıpırdamadan bir düğmeye basıyorsunuz, karşınızda CNN, bir düğmeye basıyorsunuz BBC... Fırınınız aynı oranda becerikli. Bilgisayarınızdan hiçbir kitap karıştırmadan ihtiyacınız olan tüm bilgileri rahatlıkla bulabiliyorsunuz. Görüşmelerinizi, nerede ve hangi şartlarda olursa olsun cep telefonuyla hallediyorsunuz.. Artık günlerce aylarca postacı yolu gözlemeye gerek yok. E-maille anında haberleşebiliyorsunuz. Çocuğunuz artık, “sokakta arkadaşlarımla oynayacağım” diye tutturup bu trafik belasında başınızı ağrıtmıyor. Geçmiş bilgisayarın karşısına kendi kendine yarışlar yapıyor.
Her şey çok kolay... Her şey çok rahat...

SAĞLIKLI BESLEME

                             SAĞLIKLI BESLENME,

                    Sağlıklı beslenme yeterli ve dengeli beslenmedir.Vücudumuzu oluşturan hücrelerin   düzenli ve dengeli çalışması için besin öğelerinden yani yağlar, karbonhidratlar, proteinler, vitaminler ve minerallerden yeterli miktarda almalıyız. Vücudumuzun tüm besin maddelerine ihtiyacı vardır. Tek taraflı beslenmek yani sadece protein veya karbonhidratla beslenmek yanlıştır. Dengeli beslenerek vitaminler, mineraller ve lifler gibi önemli besin maddelerinden de almış oluruz...



         Beslenme piramidi 5 ana besin grubunu içerir. Piramit en altta yer alan ve sıklıkla tüketilmesi gereken karbonhidratlarla başlar ve daha az tüketilmesi gereken gıdalara doğru gider. Bu besin grupları karbonhidratlar, mineraller, proteinler, yağ ve şekerdir.Beslenme piramidi gıdaların doğru seçimi için rehberiniz olmalıdır...

NECİP FAZIL 'IN HAYATI ,BİYOGRAFİSİ,ÖZ GEÇMİŞİ

                         NECİP FAZIL'IN HAYATI

            

26 Mayıs 1904'te, Persembe günü sabaha karsi, Istanbul'da büyük bir
konakta dogdu.

Kayitli bir secereyle, Alâüddevle devrinin Seyhülislâmi Mevlâna Bektût Hazretlerine dayanan ve Osmanogullarindan daha eski bir familya olan Dülkadirogullarina bagli 'Kisakürekler' soyuna mensuptur.    

Necip Fazil, ilk dinî telkin ve terbiyesini, tek oglunun tek oglu olarak Mehmet Hilmi Efendi'den aldi; okuyup yazmayi henüz 5-6 yaslarindayken ondan ögrendi. Birçok siirinin ana imajini ve ruhî kaynagini teskil eden 'yakici bir hayal kuvveti, marazi bir hassasiyet, dehsetli bir korku' seklinde özetledigi ve hastaliktan hastaliga geçtigi ilkçocukluk yillarini, çocukluk hâtiralarinin kaynastigi bir 'tütsü çanagi' olan, büyükbabasina ait Çemberlitas'taki Konak'ta geçirdi.

Büyükbabasi Mehmet Hilmi Efendi'den sonra, hasariliginin önüne geçmek için onu 5-6 yaslarinda bir sürü 'abur cubur' romanla tanistiran, eski Halep Valisi, Zaptiye Naziri Salim Pasa'nin kizi, büyükannesi Zafer Hanim, ruhi yapisini baska hassasiyetler açisindan etkilemekte büyük pay sahibi oldu. Bir yas küçügü kiz kardesi Selma ile büyük babasinin ölümü ise, onu disaridan etkileyen çocukluk günlerine ait asla unutamayacagi iki hadiseyi teskil etti. 



           NECİP FAZIL'IN BİYOGRAFİSİ


               1904 yılında İstanbul’da doğdu. Çeşitli okullarda, bu arada Amerikan Koleji'nde okudu. Orta öğrenimini Bahriye Mektebi'nde yaptı(1922). Bu askeri okulda, din derslerini, Aksekili Ahmed Hamdi, tarih derslerini Yahya Kemal'den gördü. Ama asıl anlamda onu etkileyen öğetmen İbrahim Aşkî oldu. İbrahim Aşkî verdiği kitaplarla, onun tasavvufla ilk temasını sağladı. 

Bahriye Mektebi'nin namzet ve harp sınıflarını bitirdi. Darülfünun Felsefe Bölümü'nden mezun oldu (1921-1924). Milli Eğitim Bakanlığı bursu ile Paris'te gitti (1924-1925). Yurda döndükten sonra Hollanda, Osmanlı ve İş Bankalarında memurluk ve müfettişlik gibi görevlerde bulundu (1926-1939). Ankara'da Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Devlet Konservatuvarı ile İstanbul'da Güzel Sanatlar Akademisi'nde dersler verdi (1939-1942). Gençlik yıllarında basınla ilişkiye geçti. Memurlukla ilişkisini kesti. Hayatını yazarlık ve dergicilikten kazanmaya başladı. 25 Mayıs 1983 tarihinde Erenköy'deki evinde vefat etti. Naaşı, Eyüp sırtlarındaki kabristana defnedildi. 


                                        NECİP FAZIL'IN ÖZ GEÇMİŞİ 



                                 26 Mayıs 1905’te İstanbul’da doğdu. 25 Mayıs 1983’te İstanbul’da yaşamını yitirdi. Çocukluğu büyükbabasının Çemberlitaş'taki konağında geçti. Bahriye Mektebi’nde, İstanbul Üniversitesiedebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nde öğrenim gördü. Felsefe Bölümü'ndeki öğrenimini yarıda bırakarak 1924'te Paris’e gitti. Bu kez Sarbonne Üniversitesi’nde felsefe eğitimi almaya başladı. 1925'te öğrenimini tekrar yarıda bırakıp yurda döndü. 1926-1939 arasında İstanbul'da çeşitli bankalarda çalıştı. 1939-1943 arasında Ankara Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Devlet Konservatuvarı, İstanbul Güzel Sanatlar Akadamesi’nde dersler verdi. Yazarlık, yayıncılık yaptı. İlk şiirleri 1922'de "Yeni Mecmua"da yayınlandı. Milli Mecmua, Hayat ve Varlık dergilerinde yayınlanan şiirleriyle tanındı. 14 Mayıs 1929- Ağustos 1936 arasında 17 sayı Ağaç dergisini yayınladı. 1943-1971 arasında "Büyük Doğu" dergisini çıkardı. Son Posta ve Yeni İstanbul gazetelerinde yazarlık yaptı. "Sabırtaşı" (1940) oyunuyla 1947 CHP Piyes Yarışması'nda birincilik kazandı. 1928'de basılan "Kaldırımlar" adlı şiir kitabı büyük ilgi gördü. Bu kitabın ardından uzun süre "Kaldırımlar Şairi" olarak anıldı. 1930’lardan sonra özgün şiirden koptu. Mistisizmi İslami değerlere bağlayan, dinsel ve toplumsal bir kavga sanatına yöneldi. "Sonsuzluk Kervanı" isimli şiir kitabını uzunca bir aradan sonra 1955'te yayınladı. Şiiri, üstün bir algılama sorunu ve mutlak gerçeği, yani Allah'ı arama yolunda sonsuz bir uğraş olarak gördü. Sağlam bir dil yapısına ve tirajik öğelere dayanan mistik eğilimli şiirlerinde çağdaş insanın bunalımlarını işledi. Türk şiirinde bir gizem rüzgarı estirdi, Fazıl Hüsnü Dağlarca ile Cahit Sıtkı Tarancı'nın da aralarında bulunduğu birçok şair üzerinde etkili oldu. Garip akımının ortaya çıkışıyla şiirden uzaklaştı. Güçlü bir yazım tekniğinin görüldüğü tiyatrooyunlarında ise daha çok korku ve kaygı psikolojisini işledi. Anı, makale, inceleme türü eserlerinde daha çok dinsel ve siyasal konuları ele aldı. 


                            

KELOĞLAN'IN KUMBARASI

                        KELOĞLAN'IN KUMBARASI 


            Keloğlan'ın köyünde güzel bir bahar günüydü .Köylüler çok soğuk geçen kışın ardından gelen baharı sevinçle karşılıyorlardı.

            Köyde tatlı bir telaş yaşanıyordu.Kimi köylüler evlerinde bahar temizliği yapıyor,kimi evlerinin boyasını yeniliyor,kimileri çapa yaparak topraklarının ürünlerini hazırlıyorlardı.

            Tüm köylüler arı gibi çalışıyor işlerin bir an önce bitmesi için birbirlerine yardım ediyorlardı. Keloğlan ise bir ağacın altında şarkı söyleyerek baharın tadını çıkarıyordu.

                                     ''Ben bir garip Keloğlanım

                                      Eşeğim yok palan

                                       Varım yoğum doğruluktur,

                                      Asla sevmem ben yalanı.''